Bu yazıyı okumaya öncelikli olarak şu soruyu düşünerek başlamanızı isteyeceğim: Eşinizle/ sevgilinizle yaşadığınız herhangi bir anlaşmazlık durumunu hayal edin. Konuyu enine boyuna incelemek isteyen, sonuçlanana kadar konuyu kapatmak istemeyen, kısaca “tartışan” taraf genellikle kim oluyor? Peki, geçiştiren, tepki vermeyen, kabuğuna çekilen ya da “susan” taraf kim oluyor? Etrafınızda gözlemlediğiniz kişiler, örneğin anneniz ve babanız, arkadaşlarınız için sonuç ne?

Kadın ve erkek herhangi bir anlaşmazlık durumundaysa, genel olarak olan şey şu: kadın, erkeğe göre daha fazla tartışmayı devam ettiren; erkek ise susan taraf olabiliyor.* Tartışan tarafı, konu ile ilgili sorular soran, yorumlar yapan, inceleyen ve karşıdan tepki bekleyen kişi olarak tanımlayabiliriz. Tartışma-susma döngüsü olarak adlandırabileceğimiz bu konu, birçok araştırmacının ilgisini çekmiş, eşler arasında çoklukla ortaya çıkan bir konudur.  Araştırmaların sonucu gösteriyor ki kadınlar argümanlarını güçlendirecek örnekler vermeye ve ilgili konuları açmaya meyillilerken, erkekler konuyu kapamaya meyilliler.1 Kısaca, erkekler, çoğunlukla eşlerinin daha fazla münakaşa ettiklerini; kadınlar da çoğunlukla eşlerinin kabuklarına çekildiklerini belirtiyor ve bundan dolayı memnuniyetsizliklerini dile getiriyor.

Ne oluyor da çiftler bu kısır döngünün içinde kendilerini buluyor?  Araştırmalar gösteriyor ki tartışma başlar başlamaz, erkeklerin kalp atışları hızlanıyor.2 Bu da stres seviyelerinin artığını gösteriyor. Erkekler için susmak, aşırı stresli bu hali durdurmak için en iyi yol. Erkekler stres seviyelerini dengelemek için susuyor. Erkekler susunca kadınlara ne oluyor? Soru soran, cevap bekleyen stres içindeki biri olduğunuzu ve karşınızda duvar kesilmiş biri olduğu hayal edin. “Benimle ilgilenmiyor”, “Olup bitenler umurunda değil”, “Durumu düzeltmek için hiçbir şey yapmıyor!” gibi düşünceler aklınızdan geçebilir mi? Kadınların aklından geçiyor ve stresseviyeleri artıyor, daha fazla sinirleniyorlar. Sesi daha tiz çıkmaya başlıyor ve tartışmaya devam ediyor ki bir tepki alabilsin! Bir de tam tersi, karşınızda bağırıp çağıran, sakinleşmeyen biri olduğunu hayal edin. Erkekler de bunu yaşıyor ve stres seviyeleri artıyor. Sonuç olarak erkekler ne yapıyor? Erkekler hepten susuyor. Ve bu döngü böyle devam ediyor…

Kısaca, erkekler ve kadınlar arasında bu konuda bir fark var: kadınlar tartışmayı başlatabilen, sürdürebilen ve iyi başa çıkabilen tarafken, tam tersine erkekler, tartışmadan kaçınan, başa çıkamayan taraf. Böyle olması sizce kime fayda sağlamaktadır? Tartışan kadın mı istediğini alır, susan erkek mi? Tahmin edebileceğimiz gibi bu durumdan kimse kazançlı çıkmaz. İki tarafta aşırı stres içine girmiş, keyfi kaçmış ve üstüne birçok kızgın düşünce ile yalnız kalmıştır.

Döngüyü kırmak için önce bu döngüyü fark etmek çok önemli bir adım. Bu döngüyü fark eden kadınlar:

  • Bir kadın-erkek tartışmasında erkeğin sakin göründüğüne aldanmazlar. Sakin görünmelerinin umursamaz, ilgisiz ve ne diyeceğini/yapacağını bilmeyecek kadar zayıf olduğu anlamına gelmediğini bilirler.
  • Aksine, erkeklerin üzgün ve kızgın bir kadınla tartışamayacaklarını kabul ederler. Hatta erkeklerin üzgün ve kızgın bir kadınla tartışamayacak kadar nazik olduklarını bile söyleyebiliriz (Yumruk yumruğa gelmiş kavga eden iki erkeği düşünürseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınızdır).
  • Erkek susuyorsa, kendini koruma altına aldığını, koruma altındayken de kadının durumunu anlayamayabileceğini bilir, sakin kalmaya çaba gösterirler.

Bu döngüyü fark eden erkekler:

  • Bir kadın-erkek tartışmasında kadının saldırgan göründüğüne aldanmazlar. Üzgün ve kızgın olan eşinin sakinleşeceğini, bu alevli durumun çok uzun süre sürmeyeceğini bilirler.
  • Suskun kalmanın bu durumu devam ettirdiğini bilip, en azından “Şu an sana istediğin şeyleri söylemek istiyorum ama yapamıyorum, ikimizin de sakinleşmeye ihtiyacı var, bana biraz zaman ver” gibi kendini ifade eden bir tepki vermeye çalışırlar.
  • Kadın konuyu devam ettiriyorsa, sorunu çözüp kapatmaya çalıştığını, bunu yaparken de erkeğin durumunu anlayamayabileceğini bilirler.

Birçok çiftin yaşadığı bu kısır döngü, üstesinden gelinebilecek bir konudur. Bu çok yaşanan döngüyü deneyimleyen her çift, kendi dinamikleri bilerek, stres altındayken karşı tarafın ne yaşadığına dikkat ederek ve kendilerine uygun çözüm yollarını bularak bu döngüyü kırabilirler.

Uzm. Psk. Gökçen Erder-Numanoğlu

Femina Psikoloji, Ocak 2013, http://feminapsikoloji.com

*Burada, kadınlar tartışır ya da erkekler susar derken her konuda ve her ilişkide tartışırlar ya da susarlar denmek istenmemektedir. Kadın ve erkek ilişkisi içinde çok görülen tartışma-susma kısır döngüsü içindeki tartışma ve susma eğilimi kastedilmektedir.

1 Christensen, A. & Heavey, C. “Gender and Social Structure in the Demand/Withdraw Pattern of Marital Conflict.” Journal of Personality and Social Psychology, 59, 1, 1990, 73–81.
2 Gottman, J. “Why Marriages Fail.” Family Therapy Networker, May/June, 1994, 40–48.

Uyarı: Bu sitede yer alan bütün bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Teşhis, tanı ve tedavide kullanılamaz.